Sadece YAP!

Nike’ın Efsanevi Yolculuğu: İki Adamın Hayaliyle Başlayan Başarı Hikayesi…

Nike, 1964 yılında Phil Knight ve Bill Bowerman’ın hayalleriyle başlayan bir yolculuk. “Bir düşünün, iki adamın aklında mütevazı ama büyük bir hayal var.”: Sporu herkese daha ulaşılabilir kılmak. O zamanlar bu hayal, belki de sadece birkaç spor ayakkabı satmaktan ibaretti. Ancak, içlerindeki tutku ve azim, Nike’ı bugün dünyanın en büyük spor markalarından biri haline getirdi.

Phil Knight, Stanford Üniversitesi’nde okurken bir tez yazmıştı. Tezinde, Japonya’dan spor ayakkabılar ithal edip Amerika’da satma fikrini ortaya atmıştı. Bu çılgın fikir, onu Japonya’nın Onitsuka Tiger (şimdi ASICS) markasının temsilcisi olmasına ve ilk ayakkabıları arabasının bagajında satmasına kadar götürdü. Hayal edin, bagajda satılan o ayakkabılar, bir gün dünya çapında milyonlarca insanın ayağında olacak!

Bill Bowerman ise, Oregon Üniversitesi’nde atletizm antrenörü olarak görev yapıyordu. Sporcuların performansını artırmak için sürekli yeni ayakkabı tasarımları üzerinde çalışıyordu. Hatta waffle makinesinde denediği bir tasarım, 1971 yılında ikonik “Waffle” tabanlı koşu ayakkabısının doğuşuna neden oldu.

1971 yılında, şirket “Blue Ribbon Sports” adını değiştirerek, Yunan mitolojisindeki zafer tanrıçası Nike’ın adını aldı. Aynı yıl, grafik tasarım öğrencisi Carolyn Davidson tarafından tasarlanan ünlü “Swoosh” logosu tanıtıldı.

1978’de adını Nike Inc. Olarak değiştiren şirket, sürekli bankalardan kredi alarak büyüdü ve uzun süre %90 borçla yaşadı. 1979’da Nike’a 25 milyon dolarlık bir gümrük faturası geldi fakat Knight, rakiplerinin ona zarar vermek istediğini düşünerek kartel davası açtı ve kazandı.

Nike’ın asıl çıkışı ise Michael Jordan’ın 1984’te Nike ile anlaşma imzalamasıyla başladı. Air Jordan serisi, markanın tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Jordan’ın kariyerindeki başarıları ve Nike’ın yaratıcı pazarlama stratejileri, Air Jordan’ın efsanevi bir statü kazanmasını sağladı.